25 Aralık 2009 Cuma

on dört

on dört


masumdular
on dört gül
ay’ın on dördü kadar güzel

suyu çekiliyor fıratın
kan çekiyor canı çıkıyor
dicle asi den asi
ibredir pusulamda güttüğüm kinin çetelesi
çarmıhlar senin için ey insan donundaki azma
dişlerimdir mıh diye ayalarına çakılan
eksilere düştü mabedindeki hararet
dem kan dem isyan
şarabındaki asalet
of desem kopacak ciğerlerim askısından
sövecek Yusuf kuyudaki yazgısına

on dört kere yapışacak ellerim
mahşerde yakanıza

gül ateş gül yangın
külünde mi filizlenir İbrahim
ziynet midir sunulan kelle tarihe
su diye atar şakaklarında damar
can ar can zar
ağlar

kudurdu sahra gözyaşına verdi ağıdını
her damlada on dört kere saydı ağlayışını


oyy ak gerdanı yarelenen bebe dedem
oyy zifaf diye kızgın çöllere giren dedem
serap zulüm vaha cürüm
mateme büründü Haydar düğünün

alnındaki kara şaibedir utancın
kızıl diye on dört kere yardı denizi kılıncım

...


03.04.2008

Hiç yorum yok: